Tarih: 29 Temmuz 2019
İsveç moda endüstrisi için sürdürülebilir modanın ne anlama geldiğini netleştirmek ve İsveç moda tüketiminin karakteristik bir örneğini sunmak amacıyla, Ürün Yaşam Döngüsü değerlendirmesi (LCA) kullanılarak beş temel giysi incelendi. LCA, bir ürünün yaşam döngüsünün, hammadde çıkarma, malzeme işleme, ürün imalatı, dağıtım, kullanım, elden çıkarma ve geri dönüşüm de dahil olmak üzere, beşikten mezara kadar çevresel etkilerini değerlendirmek için dünya çapında kullanılan ve kabul edilen bir yöntemdir. Seçilen giysiler şunlardı: Bir tişört, bir kot pantolon, bir elbise, bir ceket ve bir hastane üniforması. Bu giysilerin her birinin “bir ortalama kullanımının” çevresel etkisi, farklı yaşam döngüsü aşamalarının çevresel öneminin incelenmesi gibi detaylı çalışmayı mümkün kılmak için değerlendirildi. Beş giysinin çevresel etkisi, bir yıl boyunca İsveç ulusal kıyafet tüketimini temsil edecek şekilde ölçeklendirildi. Bu ölçeklendirme, farklı giysilerin göreceli önemi ve çevresel etkinin azaltılması için çeşitli müdahalelerin potansiyeli gibi, çalışmanın daha geniş açılardan yürütülmesine imkân verdi.
Giysilerin çevresel etkisi; su kullanımı, yenilenemeyen enerji kullanımı, tarımsal arazi işgali, iklim değişikliğine katkılar (“karbon ayakizi” olarak da bilinir), tatlı su ekotoksisitesi, tatlı su ötrofikasyonu, insan toksisitesi (kanserojen ve kanserojen olmayan), fotokimyasal oksidan oluşumu ve asidifikasyon gibi göstergeler kullanılarak ifade edildi. İsveç moda tüketiminden kaynaklanan karbon ayak izi kişi ve yıl başına yaklaşık 0.25 ton CO2’ye eşdeğerdir. Bu rakam, yılda yaklaşık 10 ton CO2 eşdeğeri olan İsveçli bir insan için ortalama karbon ayakizi ile karşılaştırılabilir. Modadan kaynaklı toplam karbon ayak izine olan pay bugün sadece % 2,5 olsa da, sürdürülebilir bir gelecek için, tekstil tüketiminden kaynaklanan iklimsel etkinin önemli ölçüde azaltılması gerekiyor.
LCA’nın sonuçları, bir yıl içinde İsveç’te yapılan toplam giyim alımını temsil edecek şekilde ölçeği genişletildi. Su kullanım rakamları, kullanıldığı arazideki su azlığına göre ağırlıklı ölçeklendirilmiştir. Bu, elyaf üretim aşamasının neden tüm yaşam döngüsünde bu kadar hakimiyeti olduğunu açıklar: İsveç'te çamaşır yıkamak için gereken su kullanımı bu ülke çok miktarda yağmur aldığı için daha az önemlidir, oysa pamuk üretimi sık sık üretimin gerçekleştiği su ekosistemlerinin çevresel değerlerini zorlamaktadır. Karbon ayakizi yaşam döngüsü aşamaları arasında daha eşit bir şekilde dağılmıştır, ancak iki durumun sonuç profili sürpriz olarak gelebilir.
Birincisi, önceki çalışmalarda genellikle göz ardı edilen giysinin perakende satış mağazasından kullanıcının evine (% 25) taşınmasının değeridir. Bu, genel yaşam döngüsünün şaşırtıcı derecede önemli bir bileşeniydi ve duyarlılık analizlerinde önemi test edildi. Diğer bir sürpriz ise kumaş üretim aşamasının karbon ayakizi üzerindeki nispeten büyük katkısı oldu. Bu sonuçlar, giysinin kullanıcı öncesi çevresel yükünü azaltan senaryoların incelenmesinin, son derece önemli olacağını belirtti ki birçoğu bu doğrultuda incelendi. Aşağıdaki grafikte, yapılan iki müdahalenin sonuçları gösterilmiştir: Giysilerin ömrünü arttırmak ve su tüketimi çok fazla olan pamuk elyafını, ağaç/selüloz bazlı Tencel ile değiştirmek.
Giysilerin pratik ömrünü artırmak, çok fazla giysinin teknik ömrünün bitiminden önce atıldığını göz önünde bulunduracak olursak ve moda endüstrisinin şu anki üretiminin çoğunun “hızlı moda” başka bir deyişle -daha kısa teknik ve pratik kullanım ömrüne sahip hızlı bir şekilde üretilen giysiler- yönünde olduğu düşünüldüğünde ilginç bir senaryodur. Grafik ortalama bir giysinin pratik ömrü üç kat artarsa ne olacağını gösteriyor; basit ve şaşırtıcı olmayan sonuç ise (önceki grafikteki veriler değerlendirildiğinde) karbon ayak izi ve su kullanımının sırasıyla yüzde 65 ve yüzde 66 azaldığını gösterir. Bazı giysilerin pratik ömrü bu kadar uzun dahi olmayabilir, bazıları ise bu faktörü aşabilir. Örneğin, tişört tüketimiyle ilgili ulusal istatistikler, bu giysilerin pratik ömrünün var olanın ötesine uzatılabileceğini göstermektedir. Bu aydınlatıcı senaryo hem üreticilerin, daha dayanıklı giysiler üretip pazarlaması, hem de tüketicilerin daha az satın alması gerekliliğini yansıtmaktadır.
Pamuğun Tencel ile değiştirilmesi, grafikte gösterilen diğer örnek senaryoda sadece Tişörtü, kot pantolon ve hastane üniformasını etkilemektedir. Buradaki kilit sonuç; su kaynakları açısından kısıtlı bölgelerde, bir biyokütle kaynağının kullanılmasından dolayı, su kullanımı çevresel etkilerinde azalma olduğu görülmüştür. Bu nedenle bu sonuç tekstil endüstrisi tarafından ağaç/selülozik kaynaklı liflere daha fazla yatırım yapıldığını desteklemektedir. Daha uzun kullanım ömrü ve bu tür ağaç-selülozik elyaflarının kullanımı, burada gösterilen dört alternatif arasında en uygun sonucu vermektedir. Giyim endüstrisinde bu gibi değişikliklerin gerçekleştirilmesi, mevcut iş modelleri, teknik sistemler ve tüketici alışkanlıkları için büyük zorluk teşkil edecektir. Bu rapor, tüketicilerin gardıroblarında çeşitlilik sağlayan, giysilerin pratik kullanım ömrünü takas yoluyla teknik ömrüne uzatan bir dizi işbirliğine dayalı tüketim modelini incelemektedir. Ayrıca alternatif boyama tekniklerini ve alternatif elyafları çok çeşitli yaşam döngüsü etki göstergelerine dayalı olarak değerlendirmektedir.
Yaşam süresinin artmasından kaynaklanan çevresel kazanımlar işbirlikçi tüketim senaryoları ve tüketici davranış senaryoları üzerinden incelenmiştir. İşbirliğine dayalı tüketim senaryoları, giyim kütüphanelerinin, ikinci el mağazaların ve kiralık servislerin çevresel faydalarının olduğunu aynı zamanda var olan sorunların yer değiştirme riskini de ortaya çıkardığını gösterdi: Artan tüketici taşımacılığı sonucunun negatif yönde çevresel etki oluşturması düşük üretimden elde edilen faydaları azaltabilir
Bu, işbirliğine dayalı tüketim iş modellerini uygularken, örneğin tüketicilere ve / veya toplu taşımaya yakın konumlarda bir fiziksel kiralama hizmeti veya giysi kütüphanesi yerleştirerek veya daha az tüketici taşımacılığı gerektiren internet çözümleri uygulamak suretiyle, lojistik sorununu hesaplama ihtiyacını vurgulamaktadır. Değişen tüketici davranışı senaryolarının sonuçları, mağaza ve çamaşırhane uygulamalarına ulaşım ve kullanım aşaması nakliye biçimleri açısından tüketici davranışının önemli olduğunu ve uzun süreli pratik kullanım ömrünün sağlanmasının, tüketicinin giyim tüketiminin etkisini azaltması için, çok daha etkili bir yol olduğunu göstermektedir.
Bu raporda sunulan çevresel değerlendirme metodunu hayata geçirmenin potansiyeli; elyaf, kumaş ve konfeksiyon üretimi ile ilgili yeni verilerin yayınlanması ve yaşam döngüsü etki değerlendirme metodlarının geliştirilmesiyle sürekli iyileştirilmektedir. Veri toplama yöntemlerinin iyileştirilmesi konusunda daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Örneğin, ürün kategorisi kurallarının artması, yaşam döngüsü değerlendirmeleri arasında daha fazla tutarlılık vaadi sunar, ancak değerlendirmeler yararlı bir rehberlik sağlayacaksa bu kurallar, giysi ömrünü uygun şekilde kapsamalıdır.
Kaynak: http://mistrafuturefashion.com/output/lca-five-garments/